Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile Suriye’nin kurduğu temaslara ilişkin, “Önümüzdeki süreçte bu yol haritasının ikinci aşaması olan biliyorsunuz dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının planlanması. Rusya da bunu çok istiyor. Bu toplantının ne zaman gerçekleşeceği konusunda henüz somut bir takvim yok” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Ankara’da basınla 2022 değerlendirme toplantısında konuştu.
Son günlerde Yunan basınındaki özellikle Girit’in çevresinde kara sularının 12 mile çıkarılacağına dair haberlere ilişkin konuşan Çavuşoğlu, "Bizim bu konudaki tutumumuz net. Değil 12, Ege’de 1 mil dahi kara suyu genişlemesine izin vermeyiz. Meclisimizin bu konuda 1995’te aldığı karar nettir ve halen geçerlidir. Yunanistan’ı bir kez daha uyarıyoruz: Arkana almaya çalıştıklarına güvenerek sahte kahramanlık peşinde koşma. Maceraya atılma. Sonu sizin için hiç iyi olmaz” açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ın dün Moskova’ya yaptığı ziyarete ilişkin, "Hulusi Paşa ve Hakan Bey, dün Moskova’daydı malumunuz. Ben de Lavrov’la görüşeceğim” dedi.
Kameralara kapalı şekilde devam eden toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Suriye ile muhtemel bir görüşmeye ilişkin, “Özellikle kalıcı bir barış ve istikrar için siyasi çözüm için rejimle anganjmanın önemli olduğunu, özellikle rejim ve ılımlı muhalefetin bir yol haritası üzerinde yine Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde bir yol haritası üzerinde uzlaşması bakımından da bu angajmanın önemli olduğunu biliyoruz. Ayrıca terörle mücadele bakımından çünkü PKK/YPG terör örgütü bizim için de tehdit aslında daha fazla Suriye için tehdit. Diğer taraftan Suriye halklarına yaptığı zulüm de ortada. Ayrıca göçmenlerin güvenli şekilde Suriye’ye dönebilmesi için bunu Suriye rejimi de istiyor, bu angajmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte bu yol haritasının ikinci aşaması olan biliyorsunuz dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının planlanması. Rusya da bunu çok istiyor. Bu toplantının ne zaman gerçekleşeceği konusunda henüz somut bir takvim yok. Bu bir plan ve stratejidir. Üçlü liderler toplantısı ne zaman olacak? O konuda da somut bir tarih yok. Ocak ayı böyle bir görüşme için çok erken. Bizim için de erken olabilir. Bunun planlanması lazım. Somut adımların atılmasına yönelik olması lazım. Yani sonuç odaklı olması lazım. (Suriye Devlet Başkanı Beşşar) Esad’la da bakan düzeyinde ya da siyasi düzeyde herhangi bir görüşmemiz olmadı” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne verilen önemin her açıklamada vurgulandığını söyleyen Çavuşoğlu, Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünün zarar görmemesi için terörle mücadele etmemiz gerektiğinin anlatıldığından bahsetti.
Angajman sürecini destekleyen ülkelerin çok olduğunu fakat karşı çıkanların ve temkinli yaklaşanların da olduğunun bilgisini veren Çavuşoğlu, Astana Formatı’nın olmaması durumunda Suriye ile siyasi sürecin ilerlemeyeceğini belirtti.
“Hem Sırbistan’la hem de Kosova ile temaslarımız devam edecek”
Sırbistan ve Kosova arasında yaşanan gerginliği değerlendiren Çavuşoğlu, “Soydaşlarımızın her zaman yanındayız. Onların huzuru ve refahı bizim için Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve refahı kadar önemli. Dolayısıyla hiçbir zaman kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Bu gerginliğin azaltılması için çalışmalarımız devam ediyor. Yalnızca Sırbistan’la değil Kosova ile de görüşüyoruz. Çünkü gerginliğin iki tarafı var. Gerginlik konusu olan konular var. Araç plakaları, elektrikle ilgili konular var. Gerginliğin yatıştırılması gerekiyor. Hem Sırbistan’la hem de Kosova ile temaslarımız devam edecek. Ocak ayı içerisinde Sırbistan Dışişleri Bakanı da ülkemizi ziyaret edecek” diye konuştu.
“Ülkenin menfaati konularında adım atarken seçimde ‘kaç oy alacağız, kaç oy alamayacağız’ böyle bir yaklaşım içerisinde olmadık”
Mısır ve Ermenistan’la normalleşme süreçlerinin ağır işlemesine yönelik gelen soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Normalleşme sürecindeki hız ya da yavaşlamanın seçimle ilgisi yok. Normalleşme sürecinin de seçimle ilgisi yok. Geçen sene bu zamanlarda seçim konuşulmuyordu ama normalleşme süreçlerinin olacağının sinyallerini vermiştik. Mısır’la yavaşlama bizden kaynaklanmıyor. Seçimle ilgisi olsa Cumhurbaşkanımız, Doha’da Sisi ile görüşme gerçekleştirmez. Bu en üst düzey görüşme. Ülkenin menfaati konularında adım atarken seçimde kaç oy alacağız, kaç oy alamayacağız böyle bir yaklaşım içerisinde olmadık” açıklamasında bulundu.
“Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi güven mektubunu ocak ayında sunacak”
Çavuşoğlu, Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olması gerektiğini tüm açıklamalarda söylendiğini belirterek, “Başkent Tel-Aviv ama hükümet organlarının Kudüs’te olduğunu biliyorsunuz. Ben de gittiğim zaman Kudüs’te daha önce Cumhurbaşkanımız, Başbakan olarak gittiği zamanlarda da Kudüs’te görüşmeler gerçekleştirdi. Bu Filistin’in haklarını yok saydığımız anlamına gelmiyor. Güven mektubunu büyükelçimiz, Cumhurbaşkanı nerede kabul ederse orada sunuyor. Biz de misafirlerimizi bazen İstanbul’da kabul ediyoruz. Ocak ayında bazı diğer ülkelerin yeni büyükelçileriyle beraber bir törende sunacaklarını söylediler” şeklinde konuştu.
“Destek vermeye çalıştığınız terör örgütü yakaladığı ufak bir fırsatta o barındırılan ülkelere neler yapabileceğini gösterdi”
Çavuşoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’te yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak şunları söyledi:
“Siyasilerin bir tepkisi olmadı. Tam tersine bunlar aynı kisve arkasına sığınıyorlar, ‘Kürtler’ diyorlar. Suriye’deki PKK/YPG’lilere de Kürtler diyorlar. Bu Kürtlere çok büyük bir haksızlıktır. Kim Kürtleri terörist olarak gösteriyorsa Kürtlere haksızlıktır. İstanbul’daki saldırıyı bana gösterip bunu ‘Kürtler mi yaptılar’ diyorlar. ‘Hayır’ diyorum. Kürtlerle terör örgütünü ayırt edin kardeşim. Yıllardır destek vermeye çalıştığınız ‘Kürt’ diye destek vermeye çalıştığınız terör örgütü yakaladığı ufak bir fırsatta o barındırılan ülkelere neler yapabileceğini gösterdi.”
“Uygur Türkleri’ne yönelik sergilediğimiz tutumdan dolayıdır”
Çin ve Türkiye ilişkilerinde bir yavaşlama olduğunu doğrulayan Çavuşoğlu, “Bu Çin’den kaynaklanan sebeplerden dolayı bir yavaşlama. Özellikle bizim Uygur Türkleri’ne yönelik sergilediğimiz tutumdan dolayıdır. Sürekli Türkiye’de bizim vatandaşımız olan kişilerin iade talepleri var. Hiç birini vermiyoruz. Sosyal medyada Uygur Türkleri’ni Çin’e veriyorlar diye haberler çıkıyor. Tamamen yalan. Maalesef bu konu insani bir konu. Sosyal medyada ve değişik mecralarda suiistimal ediliyor. Diğer taraftan uluslararası toplum nezdinde Uygur Türkleri’nin haklarını savunmamız Çin’i rahatsız ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Çin büyükelçisinin hala Çin’e gitmediğini hatırlatan Çavuşoğlu, Çin’in hala izin vermediğinin altını çizdi.
“Başörtüsünün takılması ya da açılması aynı derecede haktır”
İran’da yaşanan protestoları da değerlendiren Çavuşoğlu, “Komşu bir ülkenin istikrarı bizim için önemli. Sadece ekonomik iş birliği anlamında değil güvenlik bakımından da önemli. Kaçak göç ve diğer konular. Bir an önce bunların yatışmasını istiyoruz. Bu bir başörtüsü yüzünden çıktı. Bize göre başörtüsünün takılması ya da açılması aynı derecede haktır. Bunlar birbirinden bölünmez. Bizim zaten Türkiye olarak inşallah anayasa değişikliği ile teminat altına alacağız. Bu sadece başı kapalı kadınlarımız için değil, aslında başı açık kadınlarımızı da anayasal olarak teminat altına alınmasıdır. Yanı başımızdaki bir ülkenin başkaları gibi hasmane anlayış olmadan samimi şekilde ülkenin istikrarına vurgu yapıyoruz” diye konuştu.