Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılser Devrim, “Hidrojen hem enerji kaynağı hem bir enerji taşıyıcısı hem de bir enerji depolayıcısı. Bu anlamda oldukça özel bir yere sahip. Yeşil hidrojenle beraber de biz iklim değişikliğiyle özellikle enerji politikamızı, karbon emisyon, onsuz enerji çevirerek mücadele edebiliriz” dedi.
Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılser Devrim, iklim değişikliğiyle mücadelede yeşil hidrojenin önemiyle ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı değerlendirmede, iklim değişikliğinin artık küresel boyutta bir sorun haline geldiğini dile getirdi. İklim değişikliğine karşı bir ülkenin tek başına mücadele edemeyeceği ve iklim değişikliğinin artık küresel bir sorun haline gelmesinden dolayı Paris İklim Anlaşması’nın yürürlüğe girdiğini hatırlatan Devrim, iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde artık küresel düzeyde düşük karbonlu enerji politikalarına geçilmesini ve bunun yanında insanların da karbondioksit emisyonlarını düşürme noktasında kişisel sorumlulukları olduğunu ifade etti.
Devrim, bu yükümlülükler için ilk etapta fosil yakıt kaynaklarının kullanımının azaltılarak yenilebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılmasının birincil çözüm şeklinde görüldüğünü vurgulayarak, “Yenilenebilir enerji kaynakları dediğimizde dünyada en fazla kullanılan, herkesin de bildiği güneş, rüzgar, hidrogüç, dalga enerjisi dediğimiz yenilenebilir enerji kaynakları bizler için aslında bir çözüm” dedi.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı halen yeterli seviyede değil”
İklim değişikliğiyle beraber dünyadaki küresel sıcaklık artışının endüstriyelleşme öncesi döneme göre 2 derece, mümkünse 1,5 derecenin altında tutulması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Devrim, şöyle konuştu:
“Dünyada enerji ihtiyacı halen ağırlıklı olarak fosil enerji kaynaklarından karşılanmakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarının dünyadaki kullanımı yeterli seviyede değil. Bunun da en önemli sebeplerinden bir tanesi yenilenebilir enerji kaynaklarında kesintili olarak üretim yapılması. Örneğin güneş akşamları yok, rüzgar belli dönemlerde yeterli düzeyde esmiyor. Bunların yanı sıra depolama sorunları da önemli derecede yenilenebilir enerji kaynaklarının kısıtlı kullanımına sebep oluyor.
“Yeşil hidrojenle beraber iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz”
Devrim, yeşil hidrojen sayesinde iklim değişikliğiyle mücadele edilebileceğini belirterek şunları kaydetti:
“Şimdi bu aşamada hidrojen enerjisi, özellikle ihtiyaç fazlası yenilenebilir elektrik enerjisinin depolanması açısından önemli bir kaynak. Aslında hidrojen hem enerji kaynağı hem bir enerji taşıyıcısı hem de bir enerji depolayıcısı. Bu anlamda oldukça özel bir yere sahip. Hidrojen ayrıca dünyada en fazla kullanılan kimyasallardan bir tanesi. Sadece enerji üretmek için değil, aslında kimya sektörü ve diğer sektörlerde de oldukça fazla kullanılıyor. Dünyada kullanılan hidrojenin günümüzdeki üretim yöntemi ne yazık ki fosil yakıt temelli. Hidrojen üretiminin yenilenebilir enerji temelli yeşil hidrojene dönüşmesi aynı zamanda hidrojen üretimi esnasında açığa çıkan karbon emisyonunun da azaltılmasını sağlayacaktır. Yeşil hidrojenle beraber enerji politikamızı, karbon emisyonsuz yeşil enerjiye çevirerek iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz."
Yeşil hidrojen üretiminin çevreye karbondioksit emisyonu salmadığını ifade eden Devrim, “Yeşil hidrojen Paris İklim Anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için de önemli bir fırsat. Çünkü hidrojen üretimi sırasında meydana gelen karbondioksit emisyonunu da yeşil hidrojen üretimi ile ortadan kaldırabiliriz. Yenilenebilir enerji sistemleri ile üretilen ihtiyaç fazlası enerjinin de hidrojen olarak depolanması enerji politikaları açısından önemli” diye konuştu.
“Yeşil hidrojen hem dünyada hem ülkemizde gelecekte önemli bir yere sahip olacak”
Prof. Dr. Devrim, yeşil hidrojenin birçok ülke tarafından iklim değişikliğiyle mücadelede çıkış noktası olarak görüldüğünü belirterek, “Hatta pek çok yerde geleceğin petrolü olarak da nitelendiriliyor. Biliyorsunuz ki hidrojen sınırsız bir kaynak olarak görülüyor. Sudan üretilebilen hidrojen sonuçta özellikle yenilenebilir enerji sistemleriyle de kolay entegre olabiliyor. Tabii ki bu bizim fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmada önemli bir alternatif. Hidrojenin çok fazla kullanım alanı var. Enerji üretimi, enerji taşınması ve enerji depolanmasında da kullanılabilir. Bu sebeple yeşil hidrojen hem dünyada hem de ülkemizde gelecekte önemli bir yere sahip olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’de de yeşil hidrojen enerji üretimi enerji politikalarında bir çıkış noktası olarak görülüyor”
Yeşil hidrojenin iklim değişikliği ve Paris İklim Anlaşmasıyla beraber dünyada heyecan oluşturduğunu belirten Devrim, şunları aktardı:
“Ülkemizde Paris İklim Anlaşmasını imzalayıp yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye’de de yeşil hidrojen karbon emisyonsuz enerji üretimi için enerji politikalarında bir alternatif olarak görülüyor. Hidrojen enerjisiyle ilgili çalışmalar aslında ülkemizde de uzun yıllardır devam ediyor. Ancak bizim hidrojen enerjisiyle ilgili çalışmalarda özellikle de karbon emisyonunun düşürülmesi ve enerji politikamıza hidrojenin girmesi için biraz daha çerçeveli çalışmalar yapmamız gerekiyor. Özellikle uygulamaya yönelik çalışmalar son kullanıcının da dahil olduğu hidrojen çalışmaları, uygulama projeleri, hidrojen enerji politikaları için çok önemli. Tabii bu arada ülke olarak hidrojen yol haritamızı da belirlememiz gerekli. Enerji ihtiyacımızın karşılaması ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için hidrojen önemli bir alternatif. Ancak halk arasında hidrojen enerjisi çok fazla bilinmiyor. Burada hidrojen farkındalığının da yaratılması önemli. Bununla ilgili halkın da bilinçlendirilmesi, deneyimli personelin özellikle teknik alanda yetiştirilmesi de hidrojen ekonomisinin geleceği için oldukça önemli. Bu konuda çalışmalarında hem dünyada hem ülkemizde hızlanması gerekiyor.”
Atılım Üniversitesi’nden hidrojen ile ilgili seminer
Atılım Üniversitesi ARGEDA-TTO Direktörlüğü tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Enerji Sistemlerinde Hidrojen: Fırsatlar ve Güncel Araştırmalar” başlıklı seminere konuşmacı olarak katılan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılser Devrim, yeşil hidrojenin önemine değindi.