Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye Yüzyılı’nda temel hedeflerinin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek ve orta gelir tuzağını aşıp zenginler ligine katılmak olduğunu belirterek "Cumhurbaşkanı'mızın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde ü
"Biz’in Gücü" temasıyla düzenlenen MÜSİAD Vizyoner'23 Zirvesinde konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 20. yüzyılın ikinci yarısında, siyasi ve askeri risklere rağmen daha öngörülebilir bir dünya olduğunu aktararak "2000’li yıllarda, teknoloji ve küreselleşmede yaşanan hızlı gelişme ile artan refah düzeyi ve ticaret hacmine rağmen sorun ve risklerin arttığı, öngörülebilirliğin giderek azaldığı ve dahası küresel meseleler karşısında küresel iş birliği arayışının giderek zayıfladığı bir dünya söz konusu." diye konuştu.
Küresel ekonomide yaşanan dönüşüm sürecinde uluslararası ticaretin geleneksel yapısının önemli ölçüde değiştiğini ve ticaretin konusunun emek yoğun sektörlerden teknoloji yoğun sektörlere kaydığını anımsatan Bolat, "Teknoloji ve bilişim dünyasında yaşanan gelişmeler, e-ticareti önemli bir aktör olarak öne çıkarmıştır. Özellikle salgın sürecinde artan dijitalleşme, bir yandan dijital şirketlerin yükselmesine ve bu bağlamda yeni girişimcilik hikayeleri ile yeni iş ve çalışma modellerinin ortaya çıkmasına yol açmış, diğer yandan e-ticaret ve e-ihracat platformlarını oldukça popüler hale getirmiştir. Günümüzde gelişmiş ülkeler, nesnelerin interneti, yapay zekâ ve veri yönetimi çalışmaları kapsamında teknolojik dönüşüm stratejilerini şekillendirmektedirler." ifadelerini kullandı.
Bolat, dünya gündeminde, yeşil ve dijital dönüşüm öne çıktığına dikkati çekerek ürünlerin dijital ve yeşil çözümler sunmasının rekabetçilik için ana kriter haline geldiğini, yeşil ekonomilere yönelik eğilimin arttığı bir dönemden geçildiğini ve iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefine erişmenin küresel bir seferberliğe dönüştüğünü aktardı.
Türkiye'nin kuraklık ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamındaki küresel çabalara katılarak Paris Anlaşması’nı 2021'de onayladığını ve 2053'te karbon sıfır ekonomi olma hedefini açıkladığını hatırlatan Bolat, şöyle devam etti:
"AB tarafından başlatılan Yeşil Mutabakat süreci ülkemizin de yeşil ve dijital dönüşüm sürecinin ana odağı haline gelmiştir. Bu süreçte, Ticaret Bakanlığı olarak öncü rol üstlenip ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde sürdürülebilir, kaynak etkin ve yeşil bir ekonomiye geçişini desteklemekte ve bakanlıklar arasında koordinasyon rolünü üstenmiş durumundayız. Bakanlığımız koordinasyonunda 2021'de yayımlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile; yeşil enerji dönüşümü, sanayi üretiminin karbonsuzlaştırılması, döngüsel ekonomi dönüşümü, sürdürülebilir ulaştırma ve tarım, teknolojik dönüşüm ve inovasyon ile yeşil finans gibi pek çok farklı alanda adımlar atılması planlanmaktadır."
- Türkiye’nin yatırım-üretim-ihracat anlamında önemli bir aday ülke olarak öne çıktığı görülüyor"
Bakan Bolat, dijital dönüşümün ve bu bağlamda yapay zekanın çeşitli risklerle birlikte önemli iş ve ticaret fırsatlarını da beraberinde getirdiğini dile getirerek "Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar yanında salgın sürecinde yaşanan ve özellikle Batı ülkelerinde adeta travma yaratan tedarik ve lojistik problemlerinin de Türkiye için önemli fırsatlar sağladığını gözlemliyoruz. Salgın sonrası dönemde değişmesi muhtemel olan küresel tedarik ve ticaret haritası bağlamında, Türkiye’nin yatırım, üretim, ihracat anlamında önemli bir aday ülke olarak öne çıktığı görülüyor." dedi.
Bolat, son 21 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yapılan dev yatırımlarla, Türkiye'nin altyapısı ve üstyapısı, eğitim ve sağlık sistemi, sanayisi ve tarımı, turizm sektörü ve ihracatı ile büyük bir ekonomi ve güçlü bir ülke haline geldiğini, askeri ve siyasi alanda dünyada etkin ve saygın bir konuma ulaştığını aktardı.
1923’te 50,8 milyon dolar, 1973’te yıllık 1 milyar dolar, 1987’de aylık 1 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeden, bugün günlük 1, bazen 1,5 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline gelindiğini bildiren Bolat, şunları kaydetti:
"Dünkü ihracat rakamımız 1 milyar 200 milyon dolardı. Bugün, 255 milyar dolar mal ve 100 milyar dolar da hizmet olmak üzere, yılda 355 milyar dolar döviz geliri elde eden bir ülkeyiz. 1980’li yıllarda incir, tütün, kuru üzüm gibi birkaç tarım ürünü ihraç edebilen bir ülkeden bugün savunma sanayisi ve yazılım ihraç eden bir ülke olduk. Hiç kuşku yok ki, bunu sanayicimizle, çiftçimizle, ihracatçımızla, esnafımızla, memurumuzla ve işçimizle, yani 'BİZ', hep birlikte başardık.Türkiye Yüzyılı’nda temel hedefimiz, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek ve orta gelir tuzağını aşıp zenginler ligine katılmaktır. Cumhurbaşkanı'mızın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde ülkemizin kalkınmasını ve vatandaşlarımızın refahını artırmayı hedefleyen ve yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı önceleyen politikalarımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz."
- "Yüksek teknolojili ürün ihracatımızı artırma bu dönemin hedefleri arasında"
Bakan Bolat, ileriki dönemin olmazsa olmazının katma değerli üretim ve ihracat olduğunu dile getirerek "Savunma sanayisi ihracatında dünyada öncü ülkelerden biri olma, 3,4 milyar dolar yazılım ihracatında 10 milyarlarca hedefine ulaşma, yazılım ihraç etme, yerli ve milli otomobil TOGG’u ihraç etme, yüksek teknolojili ürün ihracatımızı artırma bu dönemin hedefleri arasında." dedi.
"Tek yol, ihracat yapmaktır" anlayışı çerçevesinde hem mal hem de hizmet ihracatına çeşitli destekler sağladıklarını bildiren Bolat, ihracatçıların her adımına destek verdiklerini ve Ticaret Bakanlığının 2024 yılı bütçesini ve ihracat desteklerini yüzde 115 artırarak ihracatçıların hizmetine sunacaklarını ifade etti.
Bolat, ticarette yenilikçi yaklaşımlar arayışına girerek pazar ve ürün çeşitliliğini sağlamaya yönelik olarak yeni pazarlara ulaşmaya ve mevcut pazarlardan alınan payı artırmaya büyük önem verdiklerini belirterek "Türk malının ulaşmadığı yer kalmasın diyerek 'Uzak Ülkeler Stratejisi'ni geçen sene açıkladık. Ayrıca, 'İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejisi' ve 'Afrika ile Ticaret ve Yatırım Geliştirme Stratejisi' çerçevesinde her bir ülkenin pazar yapısını inceleyerek potansiyel sektör ve ürün belirleme çalışmalarımıza aktif bir şekilde devam ediyoruz. Sadece mal ihracatını değil, aynı zamanda hizmet ihracatını da yoğun biçimde destekliyoruz." diye konuştu.