Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’yi bölünmüş yollar, otoyollar, mega projeler ve
akıllı ulaşım sistemleriyle çağın ilerisine taşıdıklarını belirterek, “Dengeli
bir yatırım stratejisi ile geleceğin ulaşım sistemlerini yönlendirerek akıllı
ve otonom teknolojilerle donatacak, hızlı emniyetli yol altyapısı tesis ettik”
dedi.
Bakan Uraloğlu, Bakanlık olarak,
bütünsel kalkınma odaklı vizyon, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması
ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile hayata
geçirdikleri ‘Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem
Planı’nda; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil
liman uygulamalarının; demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt
tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının
kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerini söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, Avrupa Ücretli Yol Altyapı Operatörleri tarafından
İstanbul’da düzenlenen ‘ASECAP Days Zirvesi’ne katıldı. Burada konuşan Bakan
Uraloğlu, Türkiye’nin Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın merkezinde etkili
bir konumda bulunduğunu belirterek, “Ülkemizden 4 saatlik uçuş süresiyle,
yaklaşık 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı ve 11 trilyon dolar ticaret hacmi
bulunan 67 ülkeye ulaşabilmektedir. Asya, Afrika ve Avrupa olmak üzere üç
kıtayı birbirine bağlayan ve çok önemli bir jeostratejik bir konuma sahiptir.
Hem coğrafi konumuyla hem de tarihi sürekliliğiyle aynı anda bir Avrupa, Asya,
Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir. Ve hiç şüphesiz Türkiye Avrupa’nın başlangıç
noktasıdır. Özellikle son günlerde gündemimizde olan Basra Körfezi’ni Türkiye
üzerinden Avrupa’ya bağlayacak kalkınma yolu projesi hepimiz açısından çok
önemli bir projedir. Ve inanıyorum ki bu projenin hayata geçmesi Avrupa Birliği
ile olan ortaklığımızı daha da önemli kılacak ve Türkiyesiz bir uluslararası
ticari koridor olamayacağı gerçeğini perçinleyecektir” diye konuştu.
SON 21 YILDA ÖNEMLİ MESAFELER
KAT ETTİK
Son 21 yılda, ileri teknoloji
gerektiren büyük ölçekli projelerde önemli mesafeler kat ettiklerini vurgulayan
Uraloğlu, “Ülkemizi bölünmüş yollar, otoyollar, mega projeler ve akıllı ulaşım
sistemleriyle çağın ilerisine taşımanın gururunu yaşıyoruz. İstanbul Boğazı
üzerinde yıllardır vatandaşlarımıza hizmet veren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve
Fatih Sultan Mehmet asma köprülerinin ardından, ülkemizin en önemli prestij
projeleri arasında yer alan Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü
projesini hayata geçirdik. Boğazın altında ise karayoluyla geçiş için Avrasya
Tüneli’ni, demiryoluyla geçiş için ise Marmaray’ı inşa ettik. İstanbul ile
Türkiye’nin diğer büyük sanayi kentleri olan Kocaeli, Bursa, Manisa üzerinden
İzmir’i; yüksek standartlı ve kesintisiz bağlayan ve Osmangazi Köprüsü’nü de içeren
426 km’lik İstanbul-İzmir Otoyolu’nu hizmetine açtık. Malkara Çanakkale Otoyol Projemiz kapsamında
Çanakkale Boğazı’nın üstüne de Dünya’nın en büyük orta açıklıklı 1915 Çanakkale
Köprüsü’nü inşa ettik” dedi.
YATIRIMLARIN ÇOK DAHA KISA
SÜREDE GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLADIK
Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ)
projelerinin dünya üzerinde 135 ülke tarafından uygulanan bir model olduğunu
belirten Uraloğlu, “Türkiye’de ilk olarak Göcek Tüneli’nin yapımıyla başlayan
bu model zaman içeresinde hayata geçen başarılı büyük ulaşım projeleri
sayesinde Dünyada 'Türk Modeli' olarak bilinmeye başladı. KÖİ modeli ile ileri
teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleşmesinde,
kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkânları ve finansmanıyla yatırımların
çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladık. Yatırımın gerçekleştirilmesi ve
işletme aşamalarında özel sektörün hızlı karar alabilme ve ileri teknoloji
kullanma yeteneğini kullanıyoruz. 7 ile 20 yıl arasında tamamlanan projeleri
KÖİ modeli ile 5 yıldan daha kısa sürelerde tamamlıyoruz. Bu projelerde; özel
sektör dinamizmini, kamu deneyimini ve uluslararası finans kuruluşlarının mali
desteğini bir araya getirerek risk paylaşımı sağladık ve projelerimizi hızla
hayata geçirdik. Ayrıca KÖİ projelerimiz, orta ve uzun vadede devlete gelir
getirme kapasitesine de sahiptir” ifadelerini kullandı.
İKLİM KRİZİNİN VERDİĞİ OLUMSUZ
ETKİLERİ ÖNEMSİYORUZ
İklim değişikliğinin günlük
yaşantıyı etkilediğini ve aynı zamanda olumsuz ekonomik sonuçlara da yol
açtığını ifade eden Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, iklim
krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz.
Projelerimizin çevreye duyarlı ve ekolojik hayatı etkilememek; korumak ve
geliştirmeye yönelik olmasına dikkat ediyoruz. Bütünsel kalkınma odaklı
vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim
Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile de birçok ortak paydaya
sahiptir. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz ‘Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik
Stratejisi ve Eylem Planı’mızda; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil
denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının; demiryolu taşımacılığının
geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro
hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerine yer
verdik. Yatırımlarımızı yeşil dönüşüm
vizyonumuza paralel olarak hayata geçirmekteyiz. 2053 net sıfır emisyon
hedefimizle, karayolu taşımacılığını yüzde 72’den yüzde 57’ye düşürmeyi,
demiryolu yük taşımacılığını da yüzde 5’den yüzde 22’ye çıkarmayı
planlıyoruz. Bu sayede karbon
salınımından büyük oranda azalma sağlayacağız” açıklamalarında bulundu.
TRAFİK MÜHENDİSLİĞİNİN TÜM
İMKÂNLARINDAN FAYDALANILMAKTADIR
Dengeli bir yatırım stratejisi
ile geleceğin ulaşım sistemlerini yönlendirerek akıllı ve otonom teknolojilerle
donatacak, hızlı emniyetli yol altyapısı tesis ettiklerini kaydeden Uraloğlu,
“Araçların birbirleri ve çevreleriyle veri transferi sağladığı otonom sürüş
sistemleri için yeni gelişen mevzuat ve altyapıları oluşturuyoruz. Örneğin
Malkara-Çanakkale Otoyolu ve özellikle 1915 Çanakkale Köprüsü üzerindeki tüm
alt sistemler Zırhlı Fiber Optik Kablo Veri Ağı ile entegre edilmiştir. Yine,
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda dünyanın en yüksek
standartlarına sahip ulaşım sistemleri kullanılmaktadır. Trafik-yol
güvenliğinin arttırılması, ücret toplama sistemlerinin sağlıklı şekilde
işlemesi gibi süreçlerin geliştirilmesi için akıllı ulaşım sistemlerinden ve
trafik mühendisliğinin tüm imkânlarından faydalanılmaktadır” dedi.
IRF DÜNYA KONGRESİ 2024’TE
İSTANBUL’DA DÜZENLENECEK
Her 4 yılda bir düzenlenen
Cenevre merkezli IRF Dünya Kongresi'nin 2024 yılında gerçekleşecek olan
buluşmasını İstanbul’da yapacak olmanın heyecanını şimdiden yaşamaya başladıklarını
belirten Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere IRF beş kıtadaki mevcudiyeti ile
sürdürülebilir hareketlilik sağlayan yolların ve yol ağlarının geliştirilmesini
amaçlamaktadır. Daha güvenli daha çevreci daha sürdürülebilir karayolu
taşımacılığı ve mobilizeyi teşvik etmektedir. IRF Dünya Kongreleride, yaklaşık
70 yıldır, büyüme ve gelişmeyi sağlayan unsurlar olarak karayolu sektörünün
önde gelen temsilcilerini bir araya getirmektedir. Büyük bir serginin de eşlik
edeceği etkinlik, sektörde düşünce liderliğini, iş geliştirmeyi, eğitimi ve
genel olarak başarılı ortaklıkları destekleyen benzersiz bir platform
sunacaktır” ifadelerini kullandı.