Adalet Bakanı Bozdağ: "Altınız bir adam etmiyorsanız ne işe yararsınız"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, altılı masayı eleştirerek, "Altınız bir araya geldiniz, tekiniz yenemeyeceksiniz. Şimdi anladınız ki altınız da birlikte yenemeyeceksiniz. O zaman engel olalım. O zaman altınız bir adam etmiyorsanız ne işe yararsınız?" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Nevşehir İl Başkanlığınca düzenlenen İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın tekrar aday olmasının önünde yasal ve anayasal bir engel olmadığını söyledi. Henüz bir aday bile belirleyemeyen altılı masayı da eleştiren Bozdağ, "Şimdi de YSK’yı eleştirmeye başladılar" ifadesini kullandı.
Bakan Bozdağ konuşmasında, "Bakın Anayasa açısından da birkaç şey söyleyeceğim. Anayasa’da bizim 2017’de yaptığımız değişiklik çok net. Buradan açıkça okumak istiyorum. Değişiklik yapılan kanununun yedinci maddesi şu şekilde. Okuyorum; madde 7, 2709 sayılı Kanun’un 101. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değişmiştir. Şimdi dikkat buyurun. Bunu hukukçu olanlar iyi bilir diğerleri de hukukçulardan eminim daha iyi anlayacaktır. Madde diyor ki, başlığıyla birlikte bütün maddeleri aşağıdaki şekilde değişmiştir. Bu ne demek? 101. madde; noktası, virgülü, kelimesi, paragrafı, fıkrası her şeyiyle, başlığıyla beraber tümden değiştirildi diyor. Bu yeni bir maddedir, 101. madde. Şimdi içindeki bazı ibarelerin daha önceki maddede yer almış olması, bu maddeyi yeni bir madde olmaktan çıkarmaz. Çünkü her şeyi yeniden yazmışız. Biz şimdi her şeyi yeniden yazarken önceki ifadelerden bazılarını oraya koyduğumuzda o eski ifade yürürlükte olduğu anlamına gelmez. Onu kaldırmışız. Yeni bir madde koymuşuz. Ve bunun yürürlüğüyle ilgili de bu kanun 18. maddesi aynen şöyle söylüyor. Diyor ki; bu kanun ile Anayasa’nın 75, 77, 101 ve 102. maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte yürürlüğe girer. Peki; ilk cumhurbaşkanı ve meclis seçimi ne zaman birlikte yapıldı? 2018’de 30 Nisan’da yürürlüğe girdi ve Cumhurbaşkanımız da 101. maddeye göre ilk seçiminde o zaman aday oldu ve 24 Haziran 2018’de Türkiye’nin ilk başkanı seçildi. Adı Cumhurbaşkanı olsa da işin özü başkandır. İlk başkanı seçildi. 14 Mayıs 2013’de, yapılacak seçim ise Sayın Cumhurbaşkanımızın ikinci seçimdir.
"Şu anda Cumhurbaşkanı yürütme organıdır, devletin başıdır"
"Ayrıca şunu da ifade etmekte fayda var. Önceki cumhurbaşkanları sembolikti, yürütmenin sorumsuz kanadıydı. Şu anda Cumhurbaşkanı yürütme organıdır. Devletin başıdır. Yürütme yetki ve göreviyle donatılmıştır" diyen Bakan Bozdağ, "Yaptığı her işten hukuken ve cezaen tam sorumludur. Dolayısıyla eski seçilenle bu da aynı değil. Farz et 101 olmasa dahi 101’i değiştirmesek dahi cumhurbaşkanının hukuki statüsü hükümet sisteminin değişikliği nedeniyle de bizim seçtiğimizin adı cumhurbaşkanı olsa dahi önceki cumhurbaşkanı değil. Biz bugün yürütme organını seçiyoruz. Siz eskiden yürütme organını seçmezdiniz. Meclisi seçerdi. Meclisin içinden yürütme organı çıkardı. Siyasiler, devletin anayasasını yazanlar Türk halkına güvenmiyorlardı. Bizim istemediğimiz yürütme organı çıkarsa perişan oluruz. Ama oy nasıl çıkarsa çıksın biz Ankara’da koalisyonla falanla işimizi görürüz diyorlardı. Ama şimdi biz 2017’de ne yaptık? İlk defa bilinen Türk tarihinde yürütme organını doğrudan seçme hak ve yetkisini aziz Türk milletine verdik. O yüzden biz milleti güçlendirdik. Milli iradeyi güçlendirdik. Demokrasiyi güçlendirdik. Ve millete güç aktardık. Şimdi bunlar bizim millete aktardığımız gücü milletten geri almak istiyorlar" şeklinde konuştu.
"Her seçim döneminde yaptıklarını yapıyorlar"
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun "YSK’ya güvenmiyoruz" sözlerini de eleştiren Bakan Bozdağ, "Seçim yaklaşırken her sene, her seçim döneminde yaptıklarını yapıyorlar. Şimdi diyorlar ki seçim olacak. E ne yapacak? YSK’ya biz güveniyoruz. Niye güvenmiyorsun sen YSK’ya? YSK’nın diyor üyelerini hep Cumhurbaşkanı atıyor. Ya Allah’tan kork. YSK’ya Cumhurbaşkanı’nın atadığı tek bir üye dahi yoktur. YSK’nın 11 üyesi var. 6’sı Yargıtay üyeleri, 5’i de Danıştay üyeleri arasından salt çoğunlukla doğrudan seçildi. Ama Sayın Kılıçdaroğlu haberdar değil. YSK’yı üyelerini kim atıyor? Ben güvenmiyorum diyor. Sebep? Cumhurbaşkanı atıyor. Yahu atamıyor. Hem milleti aldatıyorlar, yanlış bilgi veriyorlar hem de orayı karalıyorlar.
Bakın değerli Nevşehirli kardeşlerimiz; seçimler, yargı organlarının yönetim ve gözetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başından bitimine kadar düzgün biçimde yürütülmesi, dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemlerin yapma ve yaptırma seçim süresince yolsuzluklar, ihbar ve şikayetleri kesin olarak karara bağlama görevi Yüksek Seçim Kurulu’dur. Ama seçimleri kim yapar? Partiler yapar, anayasa açık, seçim kurulları seçimi yönetir. Organize yapar, seçim sürecini yönetir. Denetler, ihbar ve şikayet olursa bunlara bakar. Eksikleri varsa idari bakımdan onları tamamlar. İlçe seçim kurulunda her partinin üyesi var. İl Seçim Kurulu’nda her partinin üyesi var. Yüksek Seçim Kurulu’nda her partinin üyesi var. Sandık kurullarında her partinin üyesi var. Bütün partiler bir aradalar. Her işler ıslak imzayla kendileri tarafından tutanağa alınıyor. Tutanağın birer örneği de hepsine veriliyor. Peki ben sorarım; nasıl hile olacak? Türkiye’de iki yüz bin civarında sandık olduğuna göre, her sandıkta da yaklaşık yedi kişi bulunduğuna göre bunların da hepsi ayrı ayrı partilerden olduğuna göre, sandıkta AK Parti var, CHP var, HDP var, İYİ Parti var. Nasıl anlaşacak bunların hepsi. Bütün Türkiye’de bu kadar birbirine zıt olanlar nasıl anlaşacak. Ben net söylüyorum. Bizim seçim kanunumuza göre seçimde hile yapmak, seçimde hile ile sonuç elde etmek fiilen imkansızdır. Hukuken zaten mümkün değil, fiilen de imkansızdır. Bunun aksini söyleyenler ya seçim kanununu bilmiyorlar ya ömürlerinde seçim nasıl olmuş görmemişler ya da yalandan dolandan yorum yapanlara, iftira atanlara itibar ediyorlar. Ama en önemlisi de şu seçimi kaybedecekleri için şimdiden bahane hazırlığı yapıyorlar. Her seçim öncesi böyle yapıyorlar. Seçim yaklaştıkça ’Seçimde gölge olacak, şöyle hile olacak, şöyle bir şey olacak’. Ya mümkün değil. Biri çıksın anlatsın bana bunun nasıl mümkün olduğunu. Seçimi kaybedeceklerini anladıkları için, şimdiden Yüksek Seçim Kurulu’nu karalamayı ve onların verdikleri kararları gölge altına almayı, hedefliyorlar" ifadelerini kullandı.