Beslenme tarzımızı duygularımız şekillendiriyor

Beslenme tarzımızı duygularımız şekillendiriyor

Beslenme tarzımızı duygularımız şekillendiriyor

Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluğu ve Psikoloji Topluluğu öğrencileri, “Duygusal Yeme ve Beslenme Tutumları” konulu söyleşiye ev sahipliği yaptı. Uzm. Klinik Psikolog Dilara Işık, “Duygularımız, iştah ve besin alımında yüzde 30-48 oranında artma veya azalmaya neden oluyor” dedi.
Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluğu ve Psikoloji Topluluğunun ev sahipliğinde “Duygusal Yeme ve Beslenme Tutumları” konulu söyleşi gerçekleştirildi. Uzm. Klinik Psikolog Dilara Işık ve Uzm. Klinik Psikolog Nazlı Şerifoğlu Kaya’nın konuşmacı olduğu etkinlikte, duyguların beslenme üzerine etkileri tartışıldı. Duyguların beslenmeyi doğrudan etkilediğini belirten Uzm. Klinik Psikolog Dilara Işık, “Duygusal yeme davranışı; yalnızlık, depresyon, anksiyete gibi duygu değişimlerine karşılık olarak genellikle normalden daha fazla yemek yemeye neden olan psikolojik yeme çeşidi olarak tanımlanıyor. Duygusal yeme olarak tanımlanan bu yeme davranışı, ruh halinin kontrolü için besin tüketiminin bir sonucudur. Duygularımız, iştah ve besin alımında yüzde 30-48 arasında artma ve azalmaya neden oluyor. Özellikle gece saatleri ve ara öğünlerde duygusal yeme tetikleniyor. Genellikle olumlu düşünce ve duygular hakimse zararsız olarak adlandırılan besin değeri daha yüksek gıdalar tercih ediliyor. Olumsuz düşünce ve duygular yoğunlukta ise daha yağlı, kızartılmış gıda gibi besinlerinin tüketimi artıyor" diye konuştu.

"Öfkeliyken daha hızlı yiyoruz"
Duygusal yemeyi en çok tetikleyen duygunun öfke olduğunu belirten Uzm. Klinik Psikolog Işık, “Öfkelendiğimiz zaman özensiz ve normal halimize göre daha hızlı yiyoruz. Neşeli olduğumuzda ise daha sağlıklı gıdalar tercih edilirken, yediğimizden keyif almaya özen gösteriyoruz. Duygusal yemeye stres, depresif belirtiler, öfke, ebeveyn modellemesi, can sıkıntısı ve mutluluk doğrudan etkide bulunuyor. Duygusal yeme ile başa çıkabilmek için yeme farkındalığının oluşması gerekiyor. Bunun için kendimize ‘Şu an gerçekten aç mıyım?’, ‘Şu an ne hissediyorum?’, ‘Normal yeme düzenimden daha fazla ya da daha az mı yiyorum?’, ‘Normal yeme zamanlarımdan daha farklı bir zamanda mı yiyorum?’ gibi soruları sormamız gerekiyor. Yeme hızımız ne kadar yavaş olursa o kadar enerji alımımızı azaltmış oluruz. Yemeği ortalama 20 dakika içerisinde bitirmeliyiz. Böylece tokluk sinyali zamanında iletilmiş oluyor. Hızlı yediğimiz zaman ise tokluk hissiyatını anlamamız gecikiyor. Ayrıca hızlı yediğimizde çabuk acıkıyoruz. Besinleri tüketirken keyfini çıkararak yemeliyiz. Özellikle televizyon izlerken veya bir şey ile uğraşırken dikkat dağılması sonucu açlık ve tokluk sinyallerini kaçırıyoruz. Mümkünse sofrada sadece yemeğe odaklanmalıyız” dedi.

Haber Kaynak : iha

18.2° / 3°