Deprem dehşetini bu sözlerle anlattı: "Çocuklarımı bile unutup aşağı indim. Teker teker isimleriyle çağırdım"
Deprem dehşetini bu sözlerle anlattı: "Çocuklarımı bile unutup aşağı indim. Teker teker isimleriyle çağırdım"
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavileri biten hastalar taburcu oluyor. Depreme Kahramanmaraş’taki evlerinde yakalanan işitme engelli Erkan ve Elvan Kaya çifti yaşadıklarını sözlere dökemiyordu ama gözleri çok şey anlatıyordu. Bir başka depremzede ise yaşadığı dehşeti "Çocuklarımı bile unutup aşağı indim. Teker teker isimleriyle çağırdım" diye anlattı.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından enkaz altında kalanları arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. 10 ili sarsan iki depremin ardından yaralıların İstanbul’a sevki de sürüyor. Bazı yaralılar ise kendi imkanlarıyla İstanbul’daki çeşitli hastanelere geliyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne kaldırılan depremzedelerinin tedavilerine devam edilirken, tedavileri bitenler de taburcu oluyor.
Erkan Kaya’nın işaret diliyle söylediklerini tercüme eden tercüman Gülcan Karakuş, “Erkan Kaya ailesiyle birlikte Maraş’ta yaşıyor. Deprem olduğu anda eşi korktuğu için kaçarken ayağını burkmuş. Daha sonra arkadaşlarıyla birlikte iki aile Kayseri’ye gönderiliyor. Evinde çatlaklar olduğunu söylüyor. İlk depremde evdelermiş. Birbirlerine sarılarak hayatta kaldıklarını ifade etti. Daha sonra dışarı çıkmışlar. Havanın çok soğuk olduğunu söyledi. İşitme engelli başka bir aile ile tek katlı bir evde beklemişler. O da olacak gibi değilmiş, sallantılar devam ediyormuş, sonra başka bir yere geçmişler” dedi.
Başka bir depremzede ise, “Kahramanmaraş merkezden geliyorum. Yatıyorduk. Dehşet bir şeydi. Kafama bir şeyler düşünce deprem olduğunu anladım. Çocuklarımı bile unutup aşağı indim. Teker teker isimleriyle çağırdım. İkinci deprem daha şiddetliydi. Bizim yan bitişiğimizdeki bina çöktü. Biz buraya geldik, ama geceleri yine yatamıyoruz. Deprem olacak diye kalkıp kalkıp kaçıyoruz. Can kaybımız yok Allah’a şükür. Komşularımızda tanıdıklarımızda çok var. Donmak üzereydik battaniye bulduk sarıldık. Arabamız vardı yine biz şanslıydık. Hemen o gün Maraş’ı terk ettik. Biz kıyameti yaşadık” dedi.