Mart ayı sonunda Karadeniz gazını hanelere verilmeye başlanacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Değeri 1 trilyon dolara ulaşan bu doğal gazı millî şebekemize bağlamak için gemiler ve personel şu anda harıl harıl çalışıyor. İnşallah milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde Mart ayı sonu itibariyle Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz" dedi.
Altı buçuk milyar dolar değerinde altın keşfinin yapıldığı Bilecik’in Söğüt ilçesinde Gübretaş’a ait maden tesisinin açılışını yaparak ilk külçe altını döken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “3 buçuk milyon ons, kaynağı 1,92 milyon ons rezerve tekabül eden bu altının bir an önce Türk ekonomisine kazandırılması için çalışmaları hızlandırdık. Bu tesis ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesi ile çalışacak. Kalan 2 fazın yatırımlarını da 3 yıl içinde neticelendirmeyi planlıyoruz. Böylece yıllık üretim miktarını yaklaşık 6 buçuk tona yükselteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı döneminde ilk kez Bilecik’e geldi. Ziyaretlerine Söğüt ilçesinde başlayan Erdoğan, Cuma namazını Ertuğrul Gazi Camii’nde kıldı. Namazın ardından Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük altın keşiflerinden biri olan 6.5 milyar dolar değerindeki 109 ton altın rezervinin işleneceği Gübretaş’a ait Söğüt’teki maden tesisinin açılışını yaparak ilk külçe altını döktü. Açılışa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay katıldı.
“Söğüt Altın Madeni’nin önemi daha iyi anlaşılacaktır”
Maden tesisinin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tesisin ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesiyle çalışacağını belirterek, “Gübretaş Maden Yatırımları uhdesinde bulunan Söğüt Altın Madeni ile ilgili yatırım sürecini 2021 yılı Ocak itibariyle başlatmıştık. Maden sahasında yapılan çalışmalar neticesinde, 109 ton altın kaynağı ile 60 ton altın rezervi tespit edildi. Bir baka ifadeyle 3 buçuk milyon ons kaynağı 1,92 milyon ons rezerve tekabül eden bu altının bir an önce Türk ekonomisine kazandırılması için çalışmaları hızlandırdık. Maden sahasındaki yatırım faaliyetleri 3 ayrı faz olarak toplam 500 milyon dolara ulaşacak şekilde planlandı. Bugüne kadar yaklaşık 70 milyon dolar yatırım gerçekleştirilerek, projenin ilk kısmı tamamlandı. Daha önce söz verdiğimiz gibi tesis ilk altın dökümünü yapacak şekilde hazır hale getirildi. Bu tesis ilk etapta yıllık 2 buçuk tona kadar altın üretme kapasitesi ile çalışacak. Kalan 2 fazın yatırımlarını da 3 yıl içinde neticelendirmeyi planlıyoruz. Böylece yıllık üretim miktarını yaklaşık 6 buçuk tona yükselteceğiz. Ülkemizin ortalama yıllık altın üretiminin 35 ton civarı olduğu dikkate alındığında, Söğüt Altın Madeni’nin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Burası tam kapasite ile faaliyete geçtiğinde ülkemizde en çok altın üretimi yapılan ilk 3 madenden birisi olacaktır. Bugün itibari ile Söğüt altın madeni sahasında yaklaşık bin kardeşimiz istihdam ediliyor. İlerleyen dönemlerde bu sayının bin 300’ü bulmasını bekliyoruz. Söğüt ve Bilecik’le birlikte Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayacak tesisimizin hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Tesisin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.
“Toplam yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı bulan kamu ile, 653 milyon lirayı olan özel sektör projelerinin resmi açılış sevincini vatandaşlarımızla birlikte Bilecik’te yaşayacağız”
Bilecik’te yapılacak toplu açılışlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi bugün Bilecik’e sadece altın madenin açılışı için gelmedik. İnşallah buradan şehir merkezimize gidecek, valilik önünde bizleri bekleyen Bilecikli kardeşlerimizle kucaklaşacağız. Bu vesileyle toplam yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı bulan kamu ile, 653 milyon lira olan özel sektör projelerinin resmi açılış sevincini vatandaşlarımızla birlikte Bilecik’te yaşayacağız. Ardından Bilecikli gençlerimizin heyecanına, coşkusuna ortak olacağız. Böylece müjdelerle, açılışlarla, hizmetlerle dolu bir programla yıllar sonra Bilecik’te ve Bilecikli kardeşlerimizle hasret gidereceğiz. Değerli dostlar, Türkiye 2002 yılından itibaren tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi hamlelerini gerçekleştirmiş bir ülkedir. Son 20 yılda gerçekten büyük bir gayretle, samimiyetle çalışarak ülkemizin bölgesini üretim ve ticaret merkezi haline getirdik. Nerede bir eksiğimiz, sıkıntımız veya geliştirilmeye muhtaç bir alan varsa hiçbirini ihmal etmeden hepsini de çözüme kavuşturduk. Göreve geldiğimiz Türkiye ile bugünün Türkiye’si arasındaki o devasa farkı, meselelere ideolojilerinin penceresinden bakmayan herkes görebiliyor. Bilhassa yaşı 35-40’ın üzerinde olan ve ülkemizin eski sorunlarını bilen, hatırlayan vatandaşlarımız, iktidarlarımız döneminde yapılan hizmetlerin büyüklüğünü ne manaya geldiğini gayet iyi biliyor. Kalkınmanın temel altyapısını oluşturan eğitim, sağlık, ulaştırma, haberleşme, enerji gibi alanlarda sadece 20 yılda kat ettiğimiz mesafe gerçekten takdire şayandır. Eğitimde, binadan personele pek çok kronik sorunu çözdük. Hastanelerimiz sağlık hizmetlerinde örnek gösteriliyor. Yollarımızın standardı birçok Avrupa ülkesinin bile üzerinde” ifadelerini kullandı.
“Mart ayı sonunda Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Enerjide yeni boru hatları, arama, sondaj faaliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kendi hikâyemizi yazıyoruz. Hükûmete geldiğimizde sadece 5 ildeki 57 yerleşim yerinde kullanılan doğal gazı bugün 81 ilimizdeki 703 yerleşim yerimize yaygınlaştırdık. Böylece nüfusumuzun yüzde 85’ine yakını doğal gaza kavuştu. Birileri güneş ve rüzgâr enerjisini yeni yeni keşfeden dursun, biz yenilenebilir enerjide Avrupa’da 5’inci dünyada 12‘nci sıraya yükseldik. Filomuza kattığımız sondaj ve sismik araştırma gemilerimizle dünyanın en geniş filosunu kurduk. Millî imkânlarla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Karadeniz’de 710 milyar metreküplük ülkemizin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptık. Değeri 1 trilyon dolara ulaşan bu doğal gazı millî şebekemize bağlamak için gemiler ve personel şu anda harıl harıl çalışıyor. İnşallah milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde Mart ayı sonu itibariyle Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz. Yaptığımız keşiflerle petrol üretimimizi artırdık. Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşası da aralıksız devam ediyor. Bu sene içerisinde nükleer güç santralimizin ilk ünitesinde elektrik üretimine başlıyoruz. Rabbimizin bizlere bahşettiği hangi enerji kaynağı varsa bir yolunu bulup ülkemiz ekonomisine kazandırmanın gayretindeyiz.”
“Son 8 yılda binde8 olan madenciliğin millî gelir içindeki payı geçen yıl itibariyle yüzde 1,4’e yükseldi”
Türkiye’nin madencilik alanındaki gelişmelerinden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Petrol, doğal gaz ve madencilik gibi alanlarda karşılaştığımız onca engele ve sabotaja rağmen elde ettiğimiz başarıları ayrıca değerlendiriyoruz. Nitekim temel göstergelere bakmak bile Türkiye’nin bu başlıklarda nereden nereye geldiğini. Görmek için kâfidir. Son 10 yılda ortalama yıllık 742 milyon ton maden üretimi yapılıyor. Toplam madencilik üretimimiz 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla 814 milyon tona ulaştı. Geçtiğimiz yıl maden ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artışla 6 buçuk milyar dolara ulaştı ve bu alanda cumhuriyet tarihinin rekoru kırılıyor. Bor üretiminde ve ihracatında da cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesini yakaladık. Eti Maden yüzde 95 kapasiteyle çalışarak 2 milyon 650 bin ton rafine bor satışı yaptı. Böylece yaklaşık 1 milyar 300 milyon dolar gelir elde ettik. Tüm bu hamleler sayesinde madencilik sektörümüzün gayri safi yurt içi hasılaya katkısının son 14 yılda 11 milyar liradan, burası çok önemli, 93 milyar liraya çıkardık. Aynı şekilde son 8 yılda binde 8 olan madenciliğin millî gelir içindeki payı her yıl kademeli olarak artarak, geçen yıl itibariyle yüzde 1,4’e yükseldi. Altın, petrolle birlikte en fazla ithal ettiğimiz ürünleri başında. Bu alanda talebimizin en az yarısını karşılayabilecek bir rezerve sahibiz” şeklinde konuştu.
“Çevrecilik bahanesiyle ülkemize çekilen yabancı destekli operasyonların sayısı bir hayli fazladır”
Türkiye’nin aleyhine yürütülen lobi çalışmaları nedeniyle kıymetli maden sektöründeki potansiyelini harekete geçiremediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye çok uzun yıllar boyunca kıymetli maden sektöründe kendi potansiyelini harekete geçirememiştir. Bunda teknolojik imkânların yetersizliği ve kapasite eksikliğinin yanı sıra ülkemiz aleyhine yürütülen lobi çalışmalarının etkisi de vardır. Çevrecilik bahanesiyle ülkemize çekilen yabancı destekli operasyonların sayısı bir hayli fazladır. Sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılan en iyi kamuoyunun hassasiyetinin istismar edilmesi başta olmak üzere pek çok araç bu doğrultuda kullanılmıştır. Kıymetli maden sektörümüzün gelişmemesi için her yol denenmiştir. Tüm dünyada kabul gören maden çıkarma yöntemlerine ses etmeyenlerin ülkemiz söz konusu olunca ortalığı nasıl ayağa kaldırdığını, milletimizi nasıl galeyana getirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını gün yüzüne çıkarmak ve ekonomimize kazandırma mücadelemizde biz de pek çok saldırıyla karşılaştık. Gezi olaylarındaki sokak terörünün de, kara propaganda faaliyetlerinin de bizi yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmedik” dedi.
“Altın üretimimizi 2020 yılında 42 tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Elimizdeki tüm imkânları seferber ederek kıymetli maden sektörümüzün önündeki engelleri tek tek kaldırmaya çalıştık. Böylece 2000 yılında neredeyse 0 olan altın üretimimizi 2020 yılında 42 tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son 5 yıllık verilere göre ortalama üretimimiz yıllık 35 ton civarındadır. Göreve geldiğimizden bu yana toplam 455 ton altının üretilmesini sağladık. Günümüzde 16 farklı madende üretim gerçekleştiriliyor. Yapacağımız yeni keşiflerle yerli altın üretimini artırmayı hedefliyoruz. Dış ticaretimizin dengeye kavuşabilmesi için ülkemizin potansiyelini her alanda olduğu gibi altında da en üst seviyede kullanmamız gerekiyor. Bugün açılışını yapacağımız Söğüt Altın Madeni’ni bu hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Söğüt Altın Madeninin burada çalışan kardeşlerimizle birlikte tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”