Rektör Çiftçi; “İnançlara karşı yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz”

Rektör Çiftçi; “İnançlara karşı yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz”

Rektör Çiftçi; “İnançlara karşı yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz”

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılmasını sert bir şekilde kınayarak, “İnançlara karşı yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz” dedi.
Avrupa’da son dönemlerde Türkiye’ye ve İslam’a yönelik ötekileştirme, haksızlık ve saygısızlık içeren birçok eyleme tanıklık edildiğini ifade eden Rektör Çiftçi, bu eylemlerin Müslümanlar için asla kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Yapılan saldırıların kabul edilemeyeceğini kaydeden Rektör Çiftçi, “İslam’ın kutsallarını, milletimizin hassasiyetlerini ve ülkemizi hedef alan eylemler yakın tarihimizde sürekli karşılaştığımız üzücü ve asla kabul etmediğimiz hadiselerdir. Zaman zaman terör örgütlerince gerçekleştirilen eylemlerin benzerleri şimdilerde Avrupa’daki siyasi partilerin temsilcilerinin marifetiyle yürütülmektedir. Avrupa ülkelerinde sık sık karşımıza çıkan, ülkemizi dolayısıyla İslam dünyasını hedef alan eylemlerin sonuncusu İsveç’te düzenlendi. Stockholm’de terör örgütlerinin düzenlediği gösteride ülkemize yönelik söylemler ve Cumhurbaşkanımıza dönük tehditleri pervasızca savrulurken, İsveç makamları bu eylemleri adeta bir akıl tutulmasıyla ifade özgürlüğü olarak değerlendirdiler. Bu tür tehdit ve hakaret içerikli eylemlerin cezasız kalması, dozu her geçen gün artan provokatif eylemleri cesaretlendiriyor. Dünyanın hiçbir yerinde kabul edilmesi mümkün olmayan bu eylemlerin söz konusu Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımız olunca ifade özgürlüğü ve demokrasi adı altında dokunulmaz kılınması tam bir çifte standart örneğidir. Bu olaylar öncelikle Cumhurbaşkanımızın şahsında milletimize ve ülkemize yönelik saldırılar olarak görülmeli ve ülkemize dönük bu tür vesayet kurma operasyonlarına tüm kesimler siyasi mülahazalardan bağımsız olarak karşı çıkmalıdır” dedi.
İslamofobinin arttığına dikkat çeken Çiftçi, “Öte yandan, bu saldırıların Avrupa’da ırkçılığı ve İslamofobiyi beslediği gerçeğini de görmek gerekiyor. Avrupa’daki çifte standartçı siyaset nedeniyle İslamofobi çok tehlikeli bir şekilde yükseliyor. Fransa’da peygamber efendimize hakaret eden karikatürlerin devlet binalarına yansıtılarak Müslümanlara ve İslam’ın bütün değerlerine hakaret edilmesinin demokrasi ve insan hakları koruması altında nasıl gerçekleştirildiğini hatırlamak gerekiyor. Bunların sonuncusu yine İsveç’te Türkiye büyükelçiliği önünde Müslümanların ortak kutsalı olan Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı çirkin eylem olarak karşımıza çıktı. Öncelikle bu çirkin eylemi en şiddetli hissiyatlarımızla kınıyor, bu eylemlerle ilgili gereğini yapmayanları inançlara ve dini değerlere saygılı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.
“Bir arada yaşama kültürünün çok daha önem kazandığı bir çağda yaşıyoruz” ifadelerine yer veren Çiftçi, “Bu tür olayların Avrupa’da yaşayan Müslümanları hedef haline getirdiği görülmeli ve toplumsal yaşamda bir arada yaşama kültürüne telafi edilemez hasarlar bıraktığı fark edilmelidir. Bir yandan farklılıkları zenginlik olarak görmek gerektiğini vaz eden bir Avrupa öte yandan milyonlarca insanın kutsalına hem de bir ülkenin büyükelçiliği önünde saldırı yapılmasına göz yuman bir Avrupa var. Bu derin çelişkinin görülmesi, provokatif bu olayın nefret suçu olarak görülerek cezalandırılması gerekirdi. Yaşanan hadisenin siyasi bir figür olan Stram Kurs partisinin kurucusu Rasmus Paludan tarafından yapılması, eylemin izinli olarak gerçekleştirilmesi, polis kalkanı ve koruması altında Kur’an-ı Kerim’in yakılması, olayı bir meczubun münferit bir eylemi olarak görmeyi imkansız kılıyor. Yapılanın münferit bir eylem değil farklı aktörlerin farklı zamanlarda sahne aldığı sistematik olarak yükseltilen İslamofobik bir saldırı olduğu açıktır. Öte yandan kutsal kitaba saldırının fikir ve düşünce hürriyeti çerçevesinde değerlendirilerek sessiz kalınması asla kabul edilemez. İsveç devlet makamlarının izniyle gerçekleşen bu olay, Avrupa’da sistematik olarak yürütülen İslam düşmanlığının devlet destekli olarak icra edilmesi bakımından endişe vericidir. Dahası İslamofobik eylem için Stockholm Büyükelçiliğimizin adres olarak seçilmesinde Türkiye’nin dış politikada attığı kararlı ve güçlü adımların uluslararası dengelerde bıraktığı tesirin etkili olduğuna inanıyoruz. Tel’in ettiğimiz bu eylem için Türkiye büyükelçiliğinin seçilmesini mazlum Müslüman coğrafyalara hamilik yapmaya çalışan, İslam’ı kimliğinin mütemmim cüzü olarak gören bir ülke olmamızdan kaynaklı olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Haber Kaynak : iha

18.2° / 3°