’’Skolyoz, çocuklarda yüzde 4-5 civarında görülebiliyor’’

’’Skolyoz, çocuklarda yüzde 4-5 civarında görülebiliyor’’

’’Skolyoz, çocuklarda yüzde 4-5 civarında görülebiliyor’’

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, “Çocuklarda skolyoz hiç de azımsanmayacak sayılarda karşımıza çıkıyor. İstatistiklere göre toplumdaki tüm çocukların yüzde 4-5’inde 10 dereceden fazla skolyoz mevcut ve bu çocuklarda erken teşhis mümkün” dedi.

Çocuklarda görünen skolyozun erken teşhisi hastalığın ilerlememesi açısından önemli bir rol oynuyor. Konu hakkında bilgi veren Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, “Çocuklarda görünen skolyozların erken teşhisi önemli bir rol oynuyor. Fark edilmeyen bu rahatsızlık çocuklarda kamburluğa kadar ilerleyebiliyor. Erken teşhis edilen skolyozlarda egzersiz, korsleme veya gerektiğinde çok daha küçük işlemlerle büyük skolyoz ameliyatlarının önüne geçilebiliyor” dedi.

’’Annelerin düzenli olarak çocuklarını incelemesi önem taşıyor’’
Skolyozun çocuklarda evde basit yöntemlerle fark edilebileceğini belirten Doç. Dr. Çetinkaya, “Omurganın sağ ya da sol tarafa doğru eğrilmesi ile karakterize olan skolyoz, günümüzde yaygın görülen bir problemdir. Çocuklarda sıklıkla görülen skolyoz konusunda ailelerin bilinçli olması önem taşımaktadır. Skolyoz, çocuklarda evde basit yöntemlerle fark edilebilir. Örneğin, banyo esnasında veya yaz tatilinde üzerinde giysi olmayan çocuklarda skolyoz teşhis edilebilmektedir. Aileler, üzerinde giysi olmayan çocuklarda şunlara dikkat edebilirler. Çocuğun bir omzu diğer omzuna göre düşük durması. Çocuğun bel çukurunda sağ ve sol taraf arasında fark olması. Çocuğun sırtında öne eğilmeyle beraber orta hattın sağ ve solunda yükseklik farkı bulunması. Çocuğun leğen kemiğinde sağa ve sola eğildiğinde kalça bölgesinde değişim olması” şeklinde konuştu.

’’Duruş bozukluğu artık çağımızın hastalığı’’
Duruş bozukluğunun skolyoza etkisinden bahseden Doç. Dr. Çetinkaya, “Modern çağla birlikte çocukların cep telefonu, tablet gibi cihazları uzun süre kullanması, bilgisayar başında uzun saatler geçirmesi, uzun süren ders çalışma süreleri, yanlış postürde uzun süre kitap ya da gazete okumaları sırt ağrısına neden olabilir. Fakat bu tamamen duruş bozukluğu sebebiyle meydana gelmektedir. Duruş bozukluğu ise sırt kaslarının yetersiz kondisyonda olması ile alakalıdır” diye konuştu.

’’Çocuklarda duruş bozukluğu ileriki dönemlerde kamburluğa neden olabilir’’
Duruş bozukluğunun kamburluğa yol açabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Çetinkaya, “Büyümesi devam eden çocuklarda devamlı, tekrarlayan ve uzun süreler boyunca bozuk postürde durmak zamanla omurların ‘Hueter-Volkmann Kanunları’ olarak bilinen prensiplere göre yeniden şekillenmesine ve dikdörtgene yakın şekildeki omurlarımızın trapezoid şekil almasına sebep olur. Benzer şekilde, yaşlı nüfusta da osteoporoz ile kemikler aşırı yük altında yavaş yavaş çökmeye başlar ve uzun süre kambur pozisyonda kalmak, omurların osteoporoz ile ön tarafında daha fazla çökmesine ve trapezoid şekil almasına sebep olur. Sonuç olarak kamburluk kalıcı hale gelir ve aşırı kifoz oluşur” ifadelerini kullandı.

’’Duruş bozukluğunda kilit kaslar kürek kemiklerimizin etrafındaki kaslardır’’
Doç. Dr. Çetinkaya, “Duruş bozukluğunun tipik olarak belirgin iki bileşeni vardır. Biri sırtta öne doğru eğik bir poster, yani kamburluk, diğeri ise omuzların öne doğru düşük olmasıdır. Genel olarak sırtta kamburluğun ve duruş bozukluğunun düzeltilmesi için sadece sırttaki omurga kaslarını güçlendirme egzersizleri verilir. Fakat bu tek başına yeterli olmaz. Kürek kemiklerinin birbirine bakan taraftaki kasları güçlendiğinde ve çalıştığında omuzlar geriye doğru yer değiştirir ve göğüs öne doğru çıkar. Bu duruş ile otomatik olarak zaten omurga dik bir pozisyona gelir ve kişi istese de bu pozisyonda kamburunu çıkaramaz. Bu nedenle sporun önemi büyüktür. Spor ile birlikte duruş bozukluğu bulunanların mutlaka bir Omurga Sağlığı Merkezi ile görüşmesi elzemdir” dedi.

’’Sportif aktiviteler fizyoterapi egzersizleriyle benzer etkide oluyor’’
Yüzme sporuna dikkat çeken Doç. Dr. Çetinkaya, ’’Genel olarak, skolyoz tanısı alan çocuklar için ilk önerilen yüzme sporudur. Yüzmenin skolyoza iyi geleceği söylenmektedir. Ancak bunun henüz bilimsel bir kanıtı olmamasına rağmen; korselemenin faydası bulunduğu ve cerrahi ihtimalini azalttığı konusunda veriler mevcuttur. Benzer şekilde, cerrahi ihtimalini azalttığına dair bir bilgi olmamasına rağmen, skolyoza özel fizyoterapi egzersizlerinin de skolyoz derecesini düzelttiği bilinmektedir. Hatta, sportif aktivitelerin ‘özel skolyoz fizyoterapi egzersizleri’yle benzer miktarda etkisi olduğunu belirten yayınlar da bulunmaktadır. Ancak, yüzmenin diğer sportif aktivitelere skolyoz açısından üstünlüğü olduğunu gösteren bir veri yoktur’’ ifadelerini kullandı.

’’Okul taramaları skolyoz erken tanısında yardımcı olabilir’’
Doç. Dr. Çetinkaya sözlerini şöyle tamamladı: ’’Düzenli olarak belirli yaş gruplarında yapılacak okul taramaları ile skolyoz hastalığı erken teşhis edilebilir. Bu taramalar kolayca uygulanabilir nitelikte, masrafsız, öğretmenlerce veya yardımcı sağlık personelleri tarafından kısa bir eğitim sonrası kolayca yapılabilir. Taramaların süresi de oldukça kısadır. Medicana Sağlık Grubu bünyesinde kurulan Omurga Sağlığı Merkezi’nde skolyoz taraması yapılmakla birlikte, konuyla ilgili düzenli işleyen bir program da bulunmaktadır. Bu sayede çocukların omurga sağlığını ileri yaşlarda hastalıkların gelişmesini beklemeden, daha erken dönemde koruma altına alınarak, düzenli kontroller yapılmaktadır. ’’

Haber Kaynak : iha

18.2° / 3°